SİDERİTİS'LER (Yayla Çayı türleri)
Yayla çayları Anadolu kültüründe çay olarak özellikle kış mevsiminde yaygın
kullanıma sahiptir. Özellikle soğuk algınlığına bağlı öksürüğün tedavisinde, mide
rahatsızlıklarında, sinir sistemi uyarıcısı, ağrı kesici,idrar söktürücü,sakinleştirici
ve kas gevşetici olarak kır hekimliğinde önemli bir yere sahiptir. Anadolu
kültüründe binlerce yıldır gerek tedavi gerekse keyif amaçlı kullanılan yayla
çaylarının faydaları bilimsel olarak son yıllarda yapılan çalışmalar ile
kanıtlanmıştır. Bu çalışmalar ile Sideritis L. türlerine ait özütlerin stres giderici,
ağrı kesici, antioksidan, antibakteriyel ve iltihap giderici etkileri belirlenmiştir.
1998 yılında gerçekleştirilen bir çalışmada, ülkemizde ağırlıklı olarak iç piyasada
tüketilen fakat son yıllarda ihracatı da yapılmaya başlanan 25`i endemik 31 yayla
çayı türünün olduğu bildirilmiştir. Bu çalışmada bilinçsiz toplama sebebi ile
özellikle Sideritis sipylea (Sipil yayla çayı), Sideritis trojana (Truva yayla
çayı) ve Sideritis tmolea (Bozdağ sivri çayı)` nın nesillerinin tehlikede
olduğu vurgulanmaktadır. Yukarıda da belirttiğimiz gibi Sideritisler, halk
arasında genel adı ile "yayla çayları" veya "dağ çayları" olarak isimlendirilmektedir.
Belki de Yörüklere özgü göçer yaşamın bir sonucu olarak yayla çayları
özellikle Doğu Karadeniz'in aksine Batı ve Güney Anadolu halkı tarafından daha
fazla bilinmekte ve tüketilmektedir. Çiçeklerinde bulunan salgı tüylerinin içerdiği
uçucu yağlar nedeni ile, hoş bir aromaya sahip olan yayla çayları, bu yönleri ile
benzer şekilde tüketilen ada çaylarından farklılık göstermektedir. Içimleri
açısından adaçayları (Salvia türleri) içerdikleri etken maddelerin ağızda bıraktığı
acımsı tat nedeni ile birlikte kullanımı doğru olmasa da lezzetlendirici olarak
limonla tüketilmektedir.